1970 (18) 

MEVLÂNA’yım ben!

1 Hoş gördüm, suyun akışına uydum, cümlenizi selamladım.

2 Hayır olandan vermek, ALLAH’ımdan geleni bilmek; EMRİ’ne boyun eğmektir. ‘ALLAH’ım.’ dedim, duacı oldum SABIR VEREN’e; ‘GÜCÜ’nün YÜCELİĞİ’dir, kulunun müminliğidir.’ dedim.

3 Umduğunu alan, sevinir. Sanmayın derdi bölünür. Derdinden sıyrıldı, yükünü yamalı fistan misali attı. Vurmakla değil, sevmekle buldu. Saygıyı bildi, sevgiden saydı. Saymayı sevgiden bilen kutludur. Sevenin saygısına karşı gelen mutludur. Elbet sevilen, sevenin saygısı ile karşılanır. Olay budur. Gelene, bu aleme varana. O'nun için geldik, kalanları kutladık.

4 Gelen anda dumandan sıyrıldı. Rüyan ile bildirildi sana. Müjdesi verildi.

5 ALLAH’ım layık kulunu; dünyada dinlendirir, gönlünü dillendirir, yolunu güllendirir... Seveni, sevdireni, sevdiklerini, yumağını düreni, cümlesini etrafına alır. Günahlarının affı için, gönülden yalvarır.  Sükut, onun işaretidir. Dünyasının son günleri, sözde uyku da geçti. Bedeni uykuda, gönül duada. ALLAH’ımın mümin kulları, duadan alındı nasipleri. Her dua eden kul, duasının karşılığını aldı. Gidene duacı olanlar, YASİN okuyup üfleyenler, başında el açanlar; elleri boş dönmedi. Aya yayan gidilmez, göç duasız varılmaz. Alanlar verenler, helal suyu içenler; ettikleri dualar kadar sevaba sahip oldular.

6 Oymayı masada gördüm, ‘Güzel.’ dedim yürüdüm, sevap gördüm sevindim. Dileği sorulur. Duaları alır, deryada yıkanır. ‘Aldığım kadar alsınlar, ihya olsunlar. Dualarım onlarla. Örtü almasınlar, sırlarla yollar açık. Gönüller de açık olsun. Yumağını saran, varmayı düşünsün.’ Sunduğum gelenin niyeti, sizlere verdiği öğüdü. Seven, VEREN’i bilsin de sevsin. VEREN ALLAH’ım. Verebilecek daha büyük makam var mı? ALLAH’ım kulunu sever de verir. Kul ALLAH’ını alır da bilir. Bilmek de büyüklük. Kulun büyüklüğü, gönülde. Suyun akışı kaynakta.

7 Aynayı ele verdim, aydın yüzünü gösterdim. Saygı ile bulanın, sevgi ile varanın yeri YÜCE’dir elbet. Ölçüsünü veren, YÜCE. Dünyası olsa da gece, aydına açıldı yolu. ALLAH’ım rahmetini bol versin. Verdiğim müjde size aydın gelmez mi? Gönülleri açmaz mı? ‘Aynı yolda olsak.’ denmez mi? Yeniyi ayda, eskiyi suda bilme. Ne ay yenidir, ne su eski. Dediğim, olayı bahane etme. ‘Ay yeni görmedim, su eski içmedim.’ dersen, kendini aldatmış olursun. Dediğim açık. Gönül açmak için, mehtap gerekmez. ‘ALLAH’ımın verdiğini karanlıkta görmedim.’ dersen yanılırsın elbet. Şu demektir. ‘ALLAH’ım bana hep sıkıntılı gün gösterdin, güzelliğini görmedim. Suyunu, eski, içmedim. Söylenenler batıl, öğrenmeye merci bulmadım.’ Kulların sözünü derim. ‘ALLAH’ım güzel gün göstersin de güzelliğini bileyim.’ diyenlere derim, sizlere değil.

8 Sevgimiz; ALLAH’ıma olan AŞK’ımızdan, O'ndan gelişimizden. Yemini küçük kuş bile alır, o da ALLAH’ımı bilir. Ağıza gelen, gönülden akandır; ham çıkan, elekten kaçandır. Tekrar-tekrar eleyin, ağıza öyle havale edin.

9 Bu gece duaya geldik. Gelenin müjdesini verdik, dünyayı bir tarafa koyduk.

10 ALLAH’ıma havale edilen her olay, selamet bulur.

ALLAH’a ısmarladık.

LÂİLÂHE İLLALLAH MUHAMMEDÜR RESULULLAH