2 Eylül 1986

MEVLÂNA'yım ben!

1 Konuya girdiğimiz gün, DOST KAPISI'nı açtık; gelen-geçen her kuluna gemiyi sağlık verdik. Gel sözüne, gel ÖZ'üne, gel GÜL'ün DOST yüzüne!

2 "Dağlardan inmese kar, ovalar bilmese yar; kulu ne alır, ne duyar." dedi, YUNUS'um sözü aldı:

3 "Değişen yok, her olay ile güzelde gelişen vardır, ‘Uymam!’ diyene dünya zordur. Uyduğun güzelin; varlığını göreceksin, oyunda olmadığını bileceksin. Kayıtta yazılan okunur, kader denilen dokunur. Ne sebep senden, ne hata, ne atâ senden. Akan suyun düzenini bilgin ile sağlarsın, her dileyenin kaderine bağlarsın. DOST denilen odur. ‘Akan su benim olsun, her zerresi bana gelsin!’ diyen, benliğine yük vurandır. ‘DOST halini biliriz, DOST yolunda görürüz, DOST olup el-ele yürürüz, ağa olup YUNUS ile aynı nefesi buluruz.’ diyesin, yuvanın temelinde her adımına aynı nefesi veresin! Ağa-bacı gönüllerde BİR'lensin, giden ile aynı sevgi korlansın. ‘YA ALLAH!’ dedik, MEVLÂNA YUNUS, YUVA’ya postu serdik. ALLAH'ım cümleden RAZI olsun, her niyaz YÜCE'dendir bilinsin!

4 Gidenin (f.s'nın) sözünü iletelim: ‘ALLAH! ALLAH!’ dedi de, nefese nokta koydu; geldiği gibi vardı, yaşadığı güne doydu, her anını AŞK'ına saydı.

5 "Her birinden razı oldum, ALLAH'ım RAZI olsun; Ay'dan, Güneş'ten, yıldızlardan sayıldık, her biri benim bulduğumu bulsun. Üç adım atmadan MEVLÂNA'ya kavuştum, DOST KAPISI'nı bulmak için bir ömür savaştım. Meğer o KAPI, benim gönlümde imiş. Dört gün, dört gece MEVLÂNA ile buluştum. (Göçmeden dört gün evvel bize anlattığın rüya mı?) EYVALLAH. (Merhum f.s, göçünden dört gün evvel, rüyasında HAZRETİ MEVLÂNA'yı gördüğünü yanındakilere anlatmış.)

6 Sevgili canlarım, dar değil yolunuz! Sevgili canlarım, zor değil konunuz! Ben-beni sildim, ben-O'nu buldum. Sevgili canlarım, BİR'likte olunuz, BİR'likte bulunuz! Dileğimin çözdüğü, gönlümün çizdiği yol budur. Tek dileğim; YUVA'mızın bağını çözmeyin, çözdürmeyin; çizdiğimiz yol en güzeldir, kimseye bozdurmayın! Adıma, adınızı yazdım. Sağlık, dünya düzenidir. RUH’um en güzelini buldu, en güzele kavuştu. Sayan sayılır, seven övülür. Aydın günün, aydın kulları olun, olduğunuz halde kalın! Dünyadan dilediğimi, her biriniz sayesinde damla-damla aldım ve o damlalarla deryaya daldım. Hoşnutum, hoşnut kalınız. YA ALLAH!" dedi de, niyazlara niyaz katanlara duacı oldu.

7 "Ana; RESULÜ'nden verilendir, RESULLER'le bildirilendir. Ananın analığı, kadının eşliğine denktir; ana olup eşliğe ayak atan, yuvaya ahenktir.

8 Her var edilenin, adım-adım götürdüğü düzen, DOST'luk yapana en
güzeli YAZAN RABB'im; SEN'in düzenin ne güzel ki, itiraz makamı yoktur! Her yaratılmış, kendi varlığında şahtır; yeter ki sendeki ŞAH sana hükmetsin." dedi, her öğünde sofrasını dolduranlara niyaz ile üç öğüt söyledi:

9 "1- Soframı her gün açık tutun, kimse olmasa bile!
    2- Yuvamı her birinizin yuvası bilin, kimse kalmasa bile!
    3- DOST'larımı DOST bilin, halinizi sormasa bile!

10 Göreceksiniz ki, bir kuş doysa soframda, bir kul gülse kapımda, bir yol bulsa yapımda; niyazlar aramızda paylaşılır." dedi, cümlenizden razı olduğunu söyledi, selamladı.

11 "ALLAH'ım cümlenizden RAZI olsun. Dünden ibret alan, günde ibriğini doldurur, yarına diktiği ağacı buldurur. Huzur ile kalsınlar, huzurdayım bilsinler." dedi YUNUS'um selamladı.

12 "Her yıldıza isim versen, her birini günde görsen, bağlı olan düğümü çözerdin." dedi, MERYEM; DOST KAPISI'nı açan, DOST ile DOST'u seçene selamı getirdi.

13 "Yaz yağmuru çabuk geçer, ne var ki en kuru toprağı seçer; dayandığın kapıya DOST halinde olan gelir, DOST'unu seçer." dedi, MERYEM; dayanmayı bilene, cümle ile gülene selamını iletti. (ö'ye mi?) EYVALLAH.

14 Her çağın bir ağı vardır. Dünde attığın ağ, elden-ele; günde attığın ağ, dilden-dile; gelende attığın ağ, GÜL'den-GÜL'e erişecek, her geçen günde birbirine karışacak, RESULÜ'ne erişecek." dedi, MERYEM selamladı.

15 Kapı kulu olmayalım, onda-bunda bilmeyelim! Gerçek bizim ÖZ'ümüzde, hakikat sözümüzde, bilinç gönlümüzde. Yaprak-yaprak açılsın, taşsız yoldan öyle geçilsin. Ne dağlar yolunuzu keser, ne ovalar ‘Gelmedin!?’ diye küser. Her yolcunun yolu, kendine uyandır. Kimi dağcı olur, kimi de bağcı. Kimi deryada bulur, kimi de havada. Her birinin alıştığı, her birinin buluştuğu TEK KAPI vardır, RABB'imin KAPISI. Orda asla ayrı yoktur, sadece kul vardır. Ayrıya düşmeyelim, ‘Kim? Neden? Nerde?’ deyip deşmeyelim. Ne YAZDI'ysa, okunandır, yaşadığın dokunandır.

16 ALLAH'ıma emanet olunuz, geliş-gidişe inancınızı bağlayınız, umutsuz kalmayınız! Umutsuzluk, inkardandır! O'nun KAPISI her kuluna açıktır! Kimi er gelir, kimi geç kalır, her var edilen er-geç O'nu bulur. Varlığınız BİRLİĞİ’ndendir, sevginiz gürlüğünden olsun; her kapı açıldıkta, yüzünüze gülsün. O; zenginden güler, fakirden güler, hastadan güler, ustadan güler. O'nun güldüğünü bilelim, ‘O'ndan!’ diye her adımda güzele gelelim!

ALLAHIM'a emanet olunuz.

ALLAH'a ısmarladık.

LAİLÂHE İLLÂLLAH MUHAMMEDUR RESULULLA

(Resim verildi: HAZRETİ İSA ile SULTAN VELED)

17 Yumuşak yol alanın, ‘TOKTAY’ diye bilenin, DOST KAPISI'nı açanın vardığı yerde; MEVLÂNA VELED'i durdu, VELED ile konuştu,aynı yolu danıştı. Denildi ki: "Nerden, kimden gelirse-gelsin, yeter ki RABB'imi bilsin!" Bilen O'ndan, seven O'ndan, gülen O'ndan. O'nu bilen; RESULLER'i bilendir, MUHAMMED'e gülendir.