5 Ocak 1970

MEVLÂNA’yım ben!

1 Münasip olan yolun yolcuları, amade kolcuları. Nadan olmayın ‘Yadan.’ demeyin, kul yoluna ölçü vurmayın.

2 Sunduğumu alana, CAN’ımın uyduğunu bilene, yolumun gidişine uyana da uymayana da derim. Uyanı niyetinden, uymayanı diyetinden bilirim.

3 Havayı kapalı odada ararsınız. Odaya kapanmaya ne hacet? Hava kendini sizden esirgemez. Havasız kalmamanın çaresine bakın. 

4 Olmasını dilersek, ‘ALLAH’ım versin.’ dersek; olacağı bilinsin. Sarhoşluk; yolumuzun gidişine, CANAN’ımı buluşuna göredir. Sudan yol açtık, geçtik, yürüdük. Önce çağladık, sonra durulduk; yolumuzu yürürdük, dilediğimiz asmanın köküne postumuzu serdik. İndiğimiz yer, vardığımızın neticesidir. Asma, kula ALLAH’ımın AŞKI’nı veren şarabın yetiştiği kütüktür. ‘Şarap yetişir mi?’ dersen; kulun yetişmesi misalidir, şarabın erişmesi. Misket kokusunu ham iken verir, onun kökü öyle ayrılır. Olgunluk kökten olursa, verimi küçükten olur. Aşılama, geç verir. Yemişin oluşu güzeldir.

5 Yaşamayı ‘ALLAH vergisi.’ diye sevin, gün geçesiye değil. Her günün ayrı güzelliğini görün. Hataya değil, atâya bakın. Büyük. Yaş büyüğü değil, gönül büyüğü. Sedef tahtta olsan, gönülü dumana boğsan ne görürsün? Elinde baston tutsan, eğilip güle baksan, renginden kokusundan gönüle atsan; güzelliğe varırsın, ‘Günüm hoş geçti.’ dersin. Zeytinin ulusunu düşün. Meyve vermese de, gölgesine kul sağınsa; yabana mıdır? Almayı vermeyi bilmeli, güzelliği her devre görmeli.

6 Mevlevi. MEVLÂNA yolu, Mevlevi kulun mudur? MEVLÂNA, ALLAH aşığı demektir. MEVLÂNA’ya gelen, AŞK’ına meşale arayandır. Aymayı bilenle beraberiz. Bostana girersen, ne ararsın? Karpuzun ermişini. Köküne basma. Karpuzun kökü nedir? Dediğim şudur. Bostan, yuvanın dişisi; karpuz, yavrusu. Sözüm alanındır, sahip olanındır. Çiğnemeden köküne zarar vermeden etrafını dolaşmak. Her bitkinin köküne verilen değer, meyvesinde kendini gösterir. Vardığım yerin neticesidir. Yakınlık olmasa, aranızda olmazdım. Orayla buranın yakınlığı, beden farkıdır. Bedeni silksen, yanımdasın. Suyum akarken kullar içerken, beraberiz.

7 Yamayı fistana dikersen, örtersin açığını; niyazı gönülden yaparsan, niyetini bulursun.

8 Deryayı geçmeye adım mı gerek? YÜCE’ye varmaya yardım mı gerek? Her kul, gönlünce varır. Ben yol gösteririm, vazifem budur.

(Resim verilir)

9 Meydan kulu, MERYEM OĞLU. 

ALLAH’a ısmarladık.

LÂİLÂHE İLLALLAH MUHAMMEDÜR RESULULLAH

nadan: Bilgisiz, cahil. Nobran, kaba, kötü