20 Haziran 1971

MEVLÂNA’yım ben!

1 Hayır sözü aldık, kuluna verdik; saz diye çalmayın, düğüm ile dürmeyin. Sabıra yer verin. Yol açılır düzen yerini bulur.

2 Gemi kaptansız yürümez, yürüse de yol bulmaz. Geminin kaptanı YUVA’nın başında olanına benzer. Denizde dalga da olsa, gemiye su da verse; saati gelir durulur, gemi limana varır.

3 Yumağın düğümü, sabır ile çözülür. Ocakta ateş yakarsan, bacadan duman tüter. Ateşi kor olur, duman da kesilir.

4 Güç gelen, yoluna durmayandır. YÜCE’nin EMRİ olandan çıkmak, kulun gücünde değildir. Hatayı üzerine alınma. Olacağın önü alınmaz, taş koysan durmaz.

5 Oymayı ağaca yaparsan, değer bulur. Meyvesiz ağaç, oyma için kullanılır. Meyveyi al eline, ver diline. Sazı eline alan, ‘Ses vereyim.’ diye alır. Vermeyince, düzene konulur. Neticede, çalınır-söylenir.

6 Suyun akışını düzene koyarsan, daha çok toprak sular. Ekilen toprak, su bekler. Suyunu aldıkça, bereketi çok olur. Naz eden, günü gelecek, aymayı bilecek.

7 Ona de ki; seçen-seçilen ALLAH’ımdan. Ne benden, ne senden. VEREN’i düşün, kuluna hata yükleme. ‘Yetmez kahır.’ deme. Çekecek kahrın varsa; ondan-bundan değil, kaderinden çekersin. Ver elini, aç dilini. ‘Güç.’ deme. Güçlüğü yenmeye çalış, dünyada yumağı örmeye alış. Öreceksin, ördükçe göreceksin. En güzeli, örerken dünyada, güvenilen kulun yardımını görmektir. Kulun yardımı; yolunu bilen, HAK için yürüyendir. HAK YOLU’nda gidenden korkun olmasın, ‘Sonu hayır mıdır?’ diye sorulmasın. ALLAH’ımın VERDİĞİ hayırdır, şüpheniz olmasın.

8 Yemin edilmesin. Yemin. Elbet ALLAH’ımın ADI’nı, yumağını sarmaya değil de, kula katmaya, ortaya atmaya kullanırsan; hata olur. ‘ALLAH’ım şahit.’ demektir. Kendin doğruluğunu bilmediğine ALLAH’ımı nasıl şahit koyarsın? ALLAH’ın gördüğünü kula şahit etmek, kulu üstün tutmaktır. Kula hesap vermek mecburiyeti, asla yoktur.

9 Geçsin seferden, versin seherden saat. Duman alanın, dumanını dağıtsın. Seherin geldiğini, günün aydınlığını göstersin.

10 Her olay, günde zor gelir, geçende unutulur. Ocağı yaktık, dumanı attık, kapıyı örttük. Soğuk hava, kardan. Soğuk, yumaktan gelmesin. Kardan gelen, örtüyü alandır; kuldan gelen, derdi alandır; SAHİB’i olan, kulunu SEVEN’dir. Dert etme. ALLAH’ıma havale edilen; selameti görülendir, düğümü çözülendir.

11 Denize girerken dalga olur, oturanda durulur. Durulacak, doğru yönü bulacak. Tarlaya tütün eken; verimini bekler, şafak gelmeden tarlaya düşer. Alışı verimli ise, sevinir. Olmayana yerinir. Emeğinin karşılığı, her zaman varit değildir. Kader budur. Mendil kalıbını alırsa, cebe hata vermez. Onun için, dürer de koyarsınız. Söz de dürmeden denirse, pot yapar. Dört söz, bir saz. Müzik bile biteviye gitmez, söze saz karışır. Sazın karışmadığı yerde, söz tatsız kalır. Kuyuya ses ver, kendi sesini alırsın. Yağın sana verdiği, senin kula verdiğine eşittir. Motor dahi, yağı ister. 

12 Meyhane, şarap isteyenin; saki, testi taşıyanın; sarhoş, bardak tutanın adıdır. Aşık, saz vuranın söz edenin; mecnun, yola düşenin
düştüğünü bilenin adıdır.

(Tebliğin bundan sonraki bölümü yoktur.)

varit: olabileceği akla gelen