8 Haziran 1972 

MEVLÂNA’yım ben!

1 Huşu ile andık, gönülden yandık. Olmuşu olmamışa katmakta meydan görmedik. Sözde yer bulmadık. Gaflette uyanan, ‘Uyumuşum.’ diyende huzur gördük.

2 Uyanışta bulunan huzur, yandığın anda içtiğin bir bardak suya benzer.

3 Hata ne kulda, ne yolda; hatayı kula yamayandadır. Gönülde aranan, konuda görülendir. Konuda görülen, gaflete düşülendir. Gaflete düşene duacı olalım, günün konusuna dönelim.

4 Yaprakta bulduk, gülde gördük; toprakta sevdik, köküne su verdik, verenin yardımcısı olduk. Gönülde olanla, rahmetle dolanla yol aldık.

5 Güzellikte ne aradık? Hududunu ne ile çizdik? Sevgi ölçülerimizle. Her kul, sevdiği derecede, güzelliğin hududunu çizer. Her kul, gördüğü derecede, kainatı çözer. Her kul, aldığı derecede, ölçüsünü arttırır.

6 Verenin aldığı, tek kaynaktır. Ne var ki, kap ölçüsü değişir. GÜL’ümüz, SEVGİLİ PEYGAMBERiMİZ’in kap ölçüsü, KUR’AN-I KERİM’dir. Bitmeyen tükenmeyen RAHMANİYET’tendir. VEREN’in tükenmeyen HAZİNESİ, VEREN’in tükenmeyen GÜCÜ, VEREN’in tükenmeyen AFFI ve SABRI. VEREN, “VERDİM.” demez, kulunun başına kakmaz, kulunun gücünden ötesine çıkmaz. Aldığı yerde VEREN’in ÖLÇÜSÜ’nü bilen, kuruntusunu kul ile paylaşmaz. Geçmediğin köprüyü yıkma, kulda hata görsen bile bakma. Hatada suçlu arama. Unutma ki, hataya sen düşürmüş olabilirsin. Sen düşürdü isen, ona nasıl yük vurabilirsin? ‘Ben hata yapmam, doğrudan çıkmam.’ diyen, hududu neyle çizer? ALLAH’ım cümlenizden RAZI olsun.

7 Geceler ayaz gelir, kulu korkutur. Günde güneşi sevdirir. Sevdiğin sende mi, bende mi, yoksa kainatta mı? Verdiğim bende mi, yoksa YÜCE’de mi? Benim aldığım YÜCE’dir, verdiğim YÜCE’nin kullarıdır. Kul kulu nasıl suçlar, kul üstüne suç yükler? ALLAH’ımın yarattığı, yaratıp gözettiği, NURU ile bezettiği kuluna; gözle, sözle suçu verirsin. YARATAN görmez mi? Düzenini kurmaz mı?

8 Geçtiğin yolda, kapanan kapıyı unut. Gelen yolda, vardır umut; eğer kulluğunu bilmiş isen, kuluna kul gözü ile bakmış isen. Unutulmasın; her yarattığı iyi-kötü, O’nun kuludur. O’nun kuluna edilen söz, O’nun NURUNA’dır. Kulun ölçüsü O’ndadır. Sen ne iyi, ne kötü diyemezsin, ölçüye vuramazsın. Ne var ki, müstesna kulun yaratılışı, dünyaya gönderilişi sebebi ile ölçüsü ile gelir. PEYGAMBERLER ve EVLİYALAR. Onların ölçüsü, dünyadan verilir. Öyle kullar, kullarca, istek dışı sevilir. YUVAMIZ’a gelişiniz, bunun ispatı değil midir? Müstesna kulu sevmeyen de, müstesna kuldur. Ak ile kara misali.

9 Göçün en güzelini gördüm, göçte her kulda huzur buldum. Göç korkusu duyanlara, ‘Yolum uzasın.’ diyenlere sözüm. Elbet dünyada oldu ÖZ’üm. ÖZ’ü olduran nedir? Görmeyen göz, denmeyen söz. Madem bildim, hatayı görmemekte olduğunu ÖZ’ün. ‘Niye baktın kuluna, niye yaktın oduna.’ deyiniz, kendinizi ahirete hazırlayınız.

10 Ananın kalbinde, ALLAH’ımın NURU var. Her ana, yavrusuna PİR misali yardımcı olur. Anaya söz edende; yanmamış kömürün odunu görünür, geçmediği köprü yıkılır. Ana rızası, her merhalede alınır. Ana hakkı, her sorguda sorulur. Anadan sorgu sorulsa, ‘Hata bende.’ der, yavrusunu orda dahi korur. Ne var ki ALLAH’ım, her olanı GÖRÜR. Kırık kalp kırılsa, ana kalbinden öteye geçmez. Ana hakkı büyüktür. Hatalı olsa bile. Eğer hata yapmış ise, yavrusunun hakkı için yapmıştır. ALLAH’ım ana kalbinde, kendi NURU’nu kırk defa arttırır. Ana kalbi kıranda, kırk defa eksiltir.

11 Nasip alan-almayan, ‘KORUDUĞU gibi kalsın.’ diyenden, ALLAH’ım RAZI olsun. 

12 Hatmini okuyan, KUR’AN’ı belleyen; demesin ‘Okudum.’ Okuduğunu aldı ise sevinsin. Yazıyı çözmek değil, ÖZ’üne kazmaktır asıl olan.

13 Konuyu alan ile suyunu bilen. Suyunu içti, GÜL’ümün Yolu’nu seçti. Göçünde gördüğü değil; düşünde verdiği, dünyaya yaydığıdır asıl olan. Sevmeyeni görmedi, görmeyeni duymadı, ‘Sev.’ diye zorlamadı. Güzel olanı verdi, adaleti gösterdi. HAK’tan gelen, HAK’tan olan her olay en güzelidir.

14 Göğün sardığı nedir? Kulun gördüğüdür. Çünkü gök sarmaz, çünkü iki ucu bir olmaz. Başı ile sonu yok ki, uçları birleşsin.

15 Sözü, SALAVAT ile bağlayalım.

ALLAH’a ısmarladık.

LÂİLÂHE İLLALLAH MUHAMMEDÜR RESULULLAH