19 Ağustos 1972 MEVLÂNA’yım ben! 1 Yeşilin olduğu yerde, güzelin durduğu yönde; kumun elenmiş, sahile yatak olduğu görülür. Dilerim ki, derya da yorgan olsun. 2 Acz içinde olana sen ağlama, ‘Aczine yol bulayım.’ deme. Çünkü gücün yetmez. YARATAN’ın YARATTIĞI, ‘KULUM.’ diye GÖZETTİĞİ’ne el atmak; ‘Ağaca boy verdim.’ demek kadar garip gelir. 3 Sözün hatası şuradan gelir: Kul dara düştü mü, ‘ALLAH’ım.’ der. ALLAH’ım kuluna en güzelini vermiş, niye acısın? Neden güzel olandan, kulunu kurtarsın? ‘ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİLALEMİN’ derken; ALLAH’ım; alemlerin VERİCİSİ olduğunu biliriz, her halde hamd ederiz demektir. 4 Kalem kula niye verilir? İrfana ersin diye. İrfan kimde olur? ALLAH’ımı bilende. Eline verilen kalem, hataya düşürmez. Yataksız sebze büyümez, vakti gelmeyen sebze çürümez. Yeterince alınmayan ilim, irfanın hazmına yardımcı olmaz. Yiyeyim, güleyim dünyayı bileyim diyen; kuyuyu kendine imtihan kapısı seçendir. Zanneder ki kendi diyecek, sonrada kendi sesini alacak. 5 YUNUS’um der ki: “Aç kalanı yazalım. ‘Aç ölenden, gelişte vergi alalım.’ desem, bu alem aç kalır. Dünyada, geleni ALLAH’ım aç koymaz demektir.” 6 Fistan giysem sırmalı, destiyi subaşında kırmalı. Kayguya yol bulmazsan düşmeli. Destiyi subaşında kırarsan yanmazsın, çünkü zahmetine düşmezsin. Bize desti ne gerek? Geçen yolcuya verdik, ‘Gidişte gereklidir.’ dedik, duasını aldık. 7 Yere hasır serdik mi, yüce ağacın gölgesinde durduk mu, dünyayı gönülden sildik mi? Kaygu diye getirseler, önümüze gazap serseler; ‘Dert.’ demeyiz, onu da dünyanın çiçeği deriz. Nasıl ki çiçeğin de, çeşidi vardır. Hepsi gül değil amma; gülün yoldaşı, her kulun haldaşıdır. Çiçek de çeşit çeşittir. Kimi kokulu, kimi kokusuz; kiminin rengi, kiminin ahengi. Amma hepsi de çiçektir, her çiçekten öz alan böcektir. Sevilmeyen çiçek olmaz, hiçbir çiçek gül kadar sevilmez. MELEKLER’in döndüğü, gülleri koktuğu; gönül gözü açık olanlarca görülür. Gül, HAZRETİ MUHAMMED’i temsil eder. Onun Sevgisi’ne hürmeten; dünya gülleri, MELEKLER’i etrafında toplar. 8 ‘Huzur, yudumdan gelsin.’ diyene sözüm. ‘Yudum, huzur verir elbet. Ne var ki, aldığını bilesin, gönlüne AŞK doldurasın. Sayı ile olmaz, dörde dört eklenmez, ekleyenden sorulmaz. Yudum, AŞK bağının şarabı. 9 Yende darlık görsen de, gönülde bulmayasın, katıya çatmayasın. ALLAH’a ısmarladık. LÂİLÂHE İLLALLAH MUHAMMEDÜR RESULULLAH
|