15 Eylül 1972

MEVLÂNA’yım ben!

1 Huzur seninle olsun, gönlün kaygusuz kalsın, huyun ULU’nla kaynaşsın. Selam olsun yumuşak yollu oğula. Benden almadığı var mı? Yumuşak yolunu kimden alır, her olanı kimden bilir? 

2 YÜCE’nin EMRİ ile yardımcısı olurum, attığı her adımda yolunu veririm. Aldığı dualar, yoluna çiçekler serper. Dama taşı olmadı, ‘Kimden gelir?4 demedi, kulu suçlu bulmadı. YARATAN’ı sevdiği kadar, yarattığına saygı duydu.

3 HAK ADI’nı aldı isen, adın ile yolunu bağladı isen; kuldan korkun olmasın, arkada aklın kalmasın, geleceğe günün yorumu konmasın. Sen ne dersen de, hazırladığın ne olursa olsun; bil ki ALLAH’ımın dediğine uyacaksın.

4 Gümüşten sorarsan, kaygu mu? Güzellik, olana uymaktır. Meyveyi ağaçtan dileyen, yakınında olandır. Meyve ağacı elinde, olmasını bekle.

5 YUŞA ALEYHİSSELAM der ki: “Yuyanı olana, dünya yolu kumludur. Yuyanını bilmezsen, taşa ayak vurursun, yolunu şaşırırsın.”

6 Ne gününden, ne gelenden kaygun olmasın. Sırtını dayadığın ağaçtan, şüphe edilmesin. Ne susuz kalırsın, ne güğümsüz; ne yolsuz, ne hansız. Hana vardın mı, hancıyı sordun mu? Sormaya ne hacet; han da hancı da, yolcu da yuvanda.

7 Yudum-yudum içtin, en doğru yolu seçtin. Ananın niyazını, bacının niyazını, cümlenin gönlünü aldın. Toprak alan uyar mı, almasan dünya kayar mı, kul dünyaya kök salar mı? Gelen göçeni bilmez, göçen dünyada kalmaz, göçende dünyada bıraktıklarına yanmaz. Ne var ki göçmeden, alacağını-vereceğini bilmez.

8 Dünyaya kök salmadık, ‘Toprak.’ deyip almadık. SAHİBİ’ni tanıdık, ‘MÜLKÜN SENİN’dir.’ dedik. Ben O’nun oldukça, dünyayı bizim bildik.

9 Almadığın elmas, sahibini bilmez; sahip olan, elinde tutamaz. Konumuz demektir ki; dünya, dünyanındır, kulun hanıdır. Gelene göçene, han misali barınak olur. Yolunu bilen yürür, sonuna varır. Yolunu bilmeyen, şaşırır kalır. 

10 Alamadığın maddeye, gönlünü koyma. ‘Nasibim kıt.’ deme. Nasip bolluğu, gönülde olsun. Kazancın, ALLAH’ımın NURU’ndan gelsin.

11 Gitmeyi düşündüğünü gördüm, ‘Yolumuz, hayırdır.’ dedim. Onunla orda iken, sen burada yalnız mı idin? Çağırıldığım, gönle konulduğum her yerde, her an bulunurum. Oğulun yolunu açtık, niyetini ‘Uygun.’ dedik, HAK ADINA niyaz ettik, aşına bereket kattık. Suyunu almadan gitmez, kulunu kulundan ayırmaz, sevmekten uzak kalmaz. 

12 Cümleye demez miyim, nasihat etmez miyim? Seviniz, sakınmadan; seviniz, dokunmadan; seviniz, beklemeden. Almayı dilediğin, ‘ALLAH’ım YARDIMCIN olsun.’ dediğini alacaksın. 

13 CAN’ım CANAN’ımın, AŞK4ım CANAN’ımın. Güzelmiş derdiği, gönülde filizlendiği. Gölgeye gelmez, güneşte yanmaz. ‘Nedir?’ derseniz, ALLAH’ımın AŞKI’dır.

14 Dumansız geleceği gördüm, önüne hayır olanı serdim. Gönlünü gönlüm ile sardım. ALLAH’ıma emanet olasın. Gelecekten-gidecekten, bulacaktan-olacaktan kaygu almayasın. Unutma ki; dilediğin an yanında, yardımındayım.

ALLAH’a ısmarladık.

LÂİLÂHE İLLALLAH MUHAMMEDÜR RESULULLAH