21 Mart 1985 Perşembe

MEVLÂNA’yım ben!

1 Hayra dönüktür sözümüz, kainatta BİRLİK’tedir gözümüz, dumansız kaldı dünümüz günümüz. Cümlenize selam olsun, suyun gelişine her kulu katılsın. 

2 “Saydım kulun adımını, dördü dörde bağladı; DOST KAPISI’na geldi ‘RABB’im.’ diye ağladı. Ağlayandan gülenden, doğru yönden gelenden ALLAH’ım RAZI olsun; kanadı bütün kuş misali, semada dönsün-dönsün… dedi, YUNUS’um sözü aldı:

3 “Petekten bal alalım, balı dilden salalım; RABB’im SEN’den gelenin sevgilisi olalım. Yapraklar dizildikçe, akan sular süzüldükçe, ağaç ekimine toprağı kazıldıkça, ‘Emeğim, SEN’den SANA ALLAH’ım.’ dedim de dizimi yere koydum, fistanı çok diye soydum; yoğun gelen her sese, YUNUS oldum nokta koydum; ‘Ah sana, vah bana YUNUS.’ dedim de, kendimi yargıladım, bilgimi sorguladım; doğuştan aldığım ile görüşte bulduğumu birbirine ekledim, RABB’imin açtığı her kapıda bekledim.” dedi YUNUS’um selamladı.

4 “Bir tasta su, bir tasta un… Eledim ununu, ekledim suyunu, ateşledim ocağı, odun ile doldurdum kucağı. Somunum pişecek, elden ele taşacak.” dedi, SOMUNCU sözü aldı:

5 “Bir aşa bir somun katarım, almayanı elden tutarım. Dağılandan sorumlu değilim. Eklenir, beklenir, niyaz için saklanır.” dedi, SOMUNCU selamladı.

6 “Avucumda mangır varsa, Dostum çok gelir; diz altında postun varsa sevgin çok olur.” dedi, BEHLÜL’üm sözü aldı:

7 “ ‘BEHLÜL durdu, kemendi vurdu.’ dediler. SOMUNCU’ya sordum, ‘Somun kaç mangır?’; dedi ki, ‘Sevgin varsa, ‘DOST!’ diye haykır. Somunum, mangır ile değil zembil iledir.’ Ağaya paşaya selam olsun, somun dileyen SOMUNCU’ya gitsin.” dedi, BEHLÜL’üm selamladı.

8 “Doyduğum gün SEN’inle, uyduğum gün bilginle, DOST’luğum sevginle…” dedi, HACI BAYRAM sözü aldı:

9 “Dağ eteğine baktım, çubuğu öyle yaktım, koyundan ipi aldım, dileyene sattım. Alan da sevindi, bilen de… “ dedi, HACI BAYRAM selamladı.

10 “Bir ocak gördüm, dayandığım kadar beni güçlendiren; bir saçak gördüm, akan damlalar ile suçlandıran.” dedi, MERYEM sözü aldı:

11 “Doğruyu gönlümde buldum, hiçbir gücün döndüremeyeceği kadar; sevgimi cümleye verdim, tek bulutun gölgeleyemeyeceği kadar; sudan gelen her konuğu soframa aldım, şüphelerini silinceye kadar.” dedi, MERYEM sevgisini cümleniz ile paylaştı, selamladı. 

12 “Ağacın dalındayım bir-bir sayarım, meyvesi ele gelmiş kabuğunu soyarım; nerden gelirse gelsin, sevgilinin sesini duyarım.” dedi, KAYGUSUZ sözü aldı:

13 “Doyduğumuz gün bizim, uyduğunuz gün sizin… Her emeğe gün veririz, adım-adım sizler ile yürürüz; elde yelde yaprağı bilir, yağı ile eli sileriz. (Ellerde olan alerjiye karşı mı?) Zeytin…” dedi, KAYGUSUZ selamladı.

14 “Seyre geldim gün sizin, gönüllerde HAK izin… Eğriyi doğru silmiş, dilinde HAK SÖZÜ kalmış.” dedi, PİR SULTAN ABDAL sözü aldı:

15 “Beklemeyi bilenler, ekledikleri her parçanın bütündeki yerini görürler ve gerçeğe öyle yürürler.” dedi, KAYGUSUZ selamladı.

16 KAYGUSUZ sözden aldı, ÖZ’den geleni verdi, sorguda kalana selamı iletti. (… hanımın ULU’su mu?) EYVALLAH.

17 “ ‘Kumda iz olsa.’ diyen, kuldaki söze gülen, ‘SEN’dendir RABB’im.’ diyelim, elindeki lokmaya talib olalım.” dedi, PİR SULTAN ABDAL her emeğin emekçisine gönülden selamını iletti.

18 “Suya geldim desti ile, yere durdum postu ile, sevgin dedim dostu ile. Cümleye selam olsun, HAMZA DOST elinden geleni cümleye paylasın.

18 Kandil yanar günü-günü, Güneş verir yönü-yönü; yıldızlarla söyleşirsek, RAHMET geldi paylaşırsak. Açık olur sonu-sonu, seyirdeyiz RABB’im SEN’i, SEN yarattın bu düzeni; kaynattıysak biz kazanı, çevremizde toplarız cümle kızanı. Gel el ele verelim, sevgimiz ile sonsuza girelim; DÖRT MELEĞİ bir saralım, her birine soralım, ‘Almayı mı, vermeyi mi denersiniz; yoksa HAK AŞK’ına siz de mi dönersiniz?’. ‘ALLAH. EYVALLAH.’ dediler, her biri aldığı görevin AŞK’ına döndüler, kainata sevgilerini sundular.” dedi, HAMZA DOST selamladı.

19 “At ile geldim yola, su başında verdim mola. Çevreme gelen kula sordum, ‘Geldiğin mi, döndüğün mü gerçektir?’ ; ‘Bildiğim yol HAK YOLU’dur, ‘YA ALLAH.’ diyen HAK kuludur.’ . Öyle ise, gelişten gidişten değil, bilişten yolumu aldım, yolumda SEN’i buldum.” dedi, YAHYA EFENDİ ile MERKEZ’im söyleşti, cümleniz ile selamlaştı.

20 “Duman almadan ömrümü çözdüm, anam ile EMRİ’ni çizdim.” dedi, VEYSEL KARANİ sözü aldı: 

21 “İnce kumda yol ararlar, uçan kuştan hal sorarlar. Akan suyun gidişine uysunlar , deryayı öylece bulsunlar. ‘Akan suyu buldu mu, bir daha döner mi?’ demezsin, aklına ham meyveyi yemeyi koymazsın.” dedi, VEYSEL KARANİ üç öğün söyleyen, koşuyu günde peyleyene; geminin, alacağı yolcuyu bırakmayacağını söyledi, selamladı.

ALLAH’ıma emanet olunuz.

ALLAH’a ısmarladık.

LÂİLÂHE İLLALLAH MUHAMMEDÜR RESULULLAH