28 Mart 1985 Perşembe – Regaip Kandili

MEVLÂNA’yım ben!

1 Dağlar taşlar söyleşti, yaratılmış her zerre bekleşti; gönüllerde oluşan, kainatta buluşan güzellikler, DOST ADI’nda buluştu. Cümlenize selam olsun; BİRLİK’e güzellik adına RESULÜ katılsın, günde gecede adı anılsın.

2 “Suyun verdiğine, gönüllerde erdiğine, damla iken NUR’una girdiğine, yapıya adını veren; cümleniz ile, cümlemiz ile, doğduğu günden KIYAM GÜNÜ’ne MÜHRÜ’nü alan.  VARLIĞIN’la  bütünle bizi, her sözünle, gönülden gelen ÖZ’ün ile gözümüzde NUR ol, ÖZ’ümüzde bizi bize, ÖZ’ü SİZ’e bağla RABB’im.” dedi, HAMZA DOST sözü, cümle için O GÜN’e bağlasın diye niyaz etti, selamladı.

3 “Ayağımdan giderim, elim varsa tutarım, bilgime çok bilgiyi katarım.” dedi, YUNUS’um sözü aldı:

4 “Alalım bir söz ile yeşilden şifa, bakalım bir göz ile maviden vefa, sorguda yargıda bulalım sefa. Al ile mor ile bilelim doğuşu. Güneşten görmezsek, renkteki düşü sorar mıyız; ‘Alan mıdır, veren midir bilen kişi?’ ” dedi, YUNUS’um selamladı.

5 “Bir mendil vereyim eline, bir ocak yakayım yuvana, yudum olsun diye bakayım havana.” dedi, PİR SULTAN ABDAL sözü aldı:

6 “Dereler doldu taştı, yavru kuşlar döne-döne uçtu, her kulu gönlüne uyanı seçti, SEVGİLİ’den gelen her RAHMET’e cümlemiz kucak açtı.” dedi, PİR SULTAN ABDAL selamladı.

7 “ ‘Almayı bildin mi?’ dedim, demde yolumu sordum. ‘Geldin de gönlümde gülleri buldun. Her yapraktan sevgini sordum.’ dediler, KAYGUSUZ’a eşitten çeşitten örnek verdiler; gün geldi, alana verene sofra kurdular. Gölgeyi silelim de, RAHMET’i görelim; benlikten gelene, ‘Yükü sildik.’ diyelim; DOST’luğu, kendimiz ile kendimizde kuralım.” dedi, KAYGUSUZ selamladı.

8 “Her çiçekten bir demet, elinde dolu sepet, SARI ANA dolanır, yavru elde belenir. Gülelim sevinelim, bilgimiz ile övünelim. Bilgi HAK BİLGİSİ’dir, DOST SOFRASI’nda bulursun, aldığın her lokma ile günden güne olursun.” dedi, SARI ANA, sarı çiçeği cümlenize selam ile sundu.

9 “Dumandan uzak durdum, ayaktan çamuru sildim, güzeli çağırsın diye her yana ulak saldım.” dedi, BEHLÜL’üm sözü aldı:

10 “Dört yandan haberci geldi, DOST ADI’na cümlesi güldü, seyre dalan her kulunda açan gülleri gördü. Haberden habere öğüt sorarsan, her yarayı baştan sararsan; güleceğin gün yakındır. Sevginde kainat bütündür.” dedi, BEHLÜL’üm selamladı.

11 “Doğuya RAHMET veren, batıyı da görendir, duvarda kapı varsa niyaz ile açandır. ‘YA ALLAH.’ diyelim, her lokmayı ADI ile yiyelim, duvarın ötesinde de O’nun yarattığı var, bilelim.” dedi, HACI BAYRAM söze geldi:

12 “Beklediğim her öğünde sakladığım lokmayı buldum, gönlümden geleni cümleye sundum. Saklarsam lokmayı bulamam HAKÇA’yı. Her öğünde önüme gelir, gelen lokmaya mani olur. (‘Bir lokmayı bitirmeden, alamazsın.’ dendi.) EYVALLAH.” dedi, HACI BAYRAM selamladı. 

13Gel sevgili, adını ver cümleye. Gel sevgili, cümlenin gönlünde olduğunu dolduğunu; var ettiğin ile varlığına güller güzeller dediğimiz sevgililer, günün sofrasına ADI’nı yazsınlar, SEN’den gelen ile niyazlarını bulsunlar, doldurduğun her gönülde güzelliğin aşkına düşsünler.” dedi, ALİ sözü aldı:

14 “Selam ile geldim, selam ile cümleye katıldım, RESULÜ’nün adından gölgenin zerresini sildim. Dağlar selam verdi de, her çiçeğe sordum; ‘Günde, niyazın nedir?’ dediler ki; ‘Başımız yerde, gönlümüz GÜL’de, ömrümüz güneş ile, sevgimiz RAHMET’i ile BÜTÜN’dedir.’ ‘ALLAH. EYVALLAH.’ dedim, uçan kuşlara sordum; ‘Günde, sözünüz gözünüz nerde?’ dediler ki; ‘Dumansız gökte, zamansız hükümde… Doğruya gideriz, Güneş ile hüküm güderiz.’ ‘ALLAH. EYVALLAH.’ dedim, sizler ile sohbete geldim; sözünüz, gözünüz, ÖZ’ünüz ne der?

15 Bilgide bütünlenen , sorguda tanımlanan, yol ile yolcuda dostluğu arayan güzel, ne güzeldir. Sevgiyi AŞK ile bütünlemek, ne güzeldir. RESULÜ ile alacağı O GÜN’de, şefaati ondan bulacağını bilmek, ne güzeldir. 

16 ‘YA ALLAH.’ dedik, ‘ALLAH. ALLAH.’ diye-diye niyaza durduk, sevgimiz ile sorduk. AFFIN yücedir, bilmezsem ömrüm gecedir. Tövbe edelim, BİR’liğine sığınalım, yarattığı olduğu için övünelim, (GARİB açıklar: ‘Övünelim; şükredelim anlamındadır.) RESULÜ ile BÜTÜN’lüğe kavuşturmasını dileyelim.

17 Selam YEMEN’den, selam zamandan, selam YUYAN’dan.” dedi, ALİ selamladı.

(Resim verildi: HAZRETİ FATMA)

18 FATMA ile söze geldi, sözünü cümle ile gülledi. “Gönüller hoşnut olsun, her bacı sevgisinde buluşsun.” dedi, selamladı.

ALLAH’ıma emanet olunuz.

ALLAH’a ısmarladık.

LÂİLÂHE İLLALLAH MUHAMMEDÜR RESULULLAH
 

Not: GARİB, HAZRETİ ALİ’nin sözlerinden;

1- YA ALLAH.
2- ALLAHU EKBER.
3- TÖVBE
4- LAİLÂHE İLLÂLLAH.
5- ELHAMDÜLİLLAH.
6- SALAVAT’ın

birer tesbih çekilmesinin anlaşıldığını açıklamıştır