5 Kasım 1984 İstanbul-Okmeydanı

MEVLÂNA’yım ben!

1 Yüzdük deryada, yol aradık; gönülden bildik, toprağı taradık; cümlenize selam dedik, gölgeyi sildik; gözden sözden, güzeli bulduk ÖZ’den.

2 “Yerden yere savaşır, güzel gün için çalışır.” dedi, YUNUS’um sözü aldı:

3 “Çam ağacı sevindirir, gölgesinde barındırır; ‘Geldik.’ diyen ile, Dostluğunu verene, dalında yerinde selamını iletir.” dedi, YUNUS’um selamladı.

4 “GÜL ağacı dikeceğim, GÜL vermezse sökeceğim, dibine su dökeceğim; DOST’luk adına bilsin, HAK selamına gelsin diye.” dedi, SÜMBÜL SİNAN sözü aldı:

5 “Akan suya yön verdik, eğildikte gün gördük. Dağlar taşlar bildi de, her varolanı sardık, suyun aktığı yerde yolcuya sorduk; ‘Yamaya yer verdin mi? Bohçayı düzde gördün mü? Bekleyenin sözünü aldın mı?’ Dağlar gölgeyi siler, değirmene buğdayı olan gider.” dedi, SÜMBÜL’üm selamladı. 

6 “YAR ADI’na serdik geldik, gönülden geleni sorduk bildik. Akçayı ak kütüğe, bohçayı tatlı katığa aktarsın, niyazın ile DOST KAPISI’na varsın.” dedi, LALELİ sözü aldı:

7 “Diz koyduğun gün, senin; söz verdiğim gün, benim… Ayak-ayak geldiğine, sebeplere güldüğüne şahit olduk, selam verdik; meyhanede sakiyi sorduk, dediler ki ‘Yudum yudum alana vereceğiz, doğuştan bilene geleceğiz, selamımızı cümle ile paylaşacağız.’ “ dedi, LALELİ yanımızda olana selamını iletti.

8 “Binbir yamayı söktük, oluklara su döktük, gümüş iğneyi alıp yakaya altın taktık, duman veren her konuyu belleğinden çektik.” dedi, EYYÜB’üm sözü aldı:

9 “Bağladığın düğümü çöz, beklediğin satırı çiz. Boyundan Dost aradın, gönlünde kine yer verdin. Korkuyu sil. Kapıda bekleyen ER, dağılan düzen der; gönlünde olanı bilmen zor, attığın her adımda sonuna var, yerde kar… ‘ALLAH. ALLAH.’ diyesin, elmayı bol yiyesin.” dedi, EYYÜB’üm adını dünden alan, gelecek güne yerini vereni, “ Kaygu almadan bekle.” dedi, selamladı.

10 “ ‘YUNUS ile söyleşelim, her konuyu paylaşalım.’ dersin, MEVLÂNA’ya göz atarsın. Gölgesiz günün yorumuna girdik, hayır olsun diye tatlı helvayı kardık, gün gün gelen olaylarda sırdık. Seyre daldık düzeni, güzel dedik YAZAN’ı. Sevginiz günler kadar, dostluğumuz sonsuza…” dedi, YUNUS’um sözü sevgi ile bağladı. 

11 “Padişah sözü alsa, üç öğün oruca dursa, gam değil. Yoksul oruca dursa, üç gün oruçta kalsa, zam değil. Ayak ile, baş ile, gönül ile, AŞK ile, her olayda meşk ile dünyaya bağlanılır. Çok olan, gelecekte yiyeceğini tutar, öyle yatar. Az olan, yemediğini kâr tutar, öyle yatar. Akif, bildiği ile; arif, uyduğu ile yorumdadır. Akif satar, arif yutar. Benliğine sen karışma, senden gelene dert alma.” dedi, PİR SULTAN ABDAL ocak başında olana selam iletti.

12 “Çoban oldum sürüye, bal verdim arıya, söz sordum sarıya, gelenden bilenden…” dedi, SARI ANA sergiyi dilediğince kurdu; cevizi aldı sofraya koydu, ‘Yenilsin.’ dedi, her dileyene kırdı. “ Selam olsun, cümlesi selamet bulsun.” dedi, selamladı.

MEVLÂNA’yım!

13 Esen yel bizim ile, akan sel sözün ile, gerçekte gözün ile doğruyu alacaksın; doğru olan bilgide SIRRI’na ereceksin, gölgesiz yol arayana sevginizi sunacaksın. EYVALLAH diyelim selamet dileyelim.

ALLAH’ıma emanet olunuz.

ALLAH’a ısmarladık.

LÂİLÂHE İLLALLAH MUHAMMEDÜR RESULULLAH