Tecelli, olayın günde yansımasıdır.
‘Olayların’ denilirse, daha geniş yorum olur.
Tecelliyat, dün ile bu günü ayırandır.
Çünkü hiç bir an, öbür an ile bir değildir.
Anların bile değiştiği kainatta,
ruhların tekrar tekrar gelişini nasıl ikrar edelim.


Her olay ALLAH’ımın DİVANI’ndan geçer.
Sizlerin an dediğinizde, burada milyonlarca dava görülür. Her dava, anda sonuca bağlanır.


Yenilenmek istersen, an içinde anı yaşa.
Her an yeniden doğuşundur,
eskiden sıyrılışındır.
An siler, an yeniden yazar.


Geçen örtülür, gelen beklenir.
Ancak an yaşanır.


"...Geldim her an gelişeni buldum." dedi,
YUNUS'um sözü aldı:
(YUNUS DEDE’ciğim, her an gelişen nedir?)
"Sözün eskitemediği, sesin aksini bulamadığı,
ne var ki her olayı birbirine bağladığı bilinen.
Zamanı, çekirdek misali toprakta besleyen andır.
Anda toprağa çekirdeği atarsın,
her an büyüdüğüne bakarsın.
Zamanda bütünü bulursun.
Gelişen, oluşan odur.
Her an birbirine eklenen,
birbiri ile beslenen vardır..."


Aynı gün birbirini kovalamaz,
her an bile birbirine uymaz
BEHLÜL


Her an bir bilgi ile yüklüdür,
her kulunda binlerce bilgi saklıdır.


"...Her satır birbirini tamamlar,
aldığımız her bilgi gerçek anı tanımlar."
dedi, HACI BAYRAM