![]() Açta toku tanımak zor gelir, tokta açı bilmek ar gelir. Aslında ne biri zordur, ne öbürü ardır. ![]() Lokmanı paylaşmayı düşün ki, ALLAH’ımın vergisini bulasın. ‘Olursa yerim, olmazsa aç kalırım’ dediğin an, VEREN’den şüpheye düşmüş olursun. Aç kalan yok mu? Elbet var. Sen gözetsen ne olur? Kaç kulun karnı doyar? Eğer aç kalan kul, daha önce bencilliğe düşmediyse aç kalmazdı. Kendini buldurur, tekrar doyurur. Neden? Kuluna olan sevgisinden. Onun için sevgisinden, şüpheye düşmeyelim. ‘ALLAH’ımın sevgisine layık değilim.’ diyen kullarına; her kulunu sever, kulağını çeker, sonra sevgisi ile kucaklar. ![]() Yemeden ölürsen, RUH’un aç kalır mı? Unutma ki midenin açlığı, gönlünü doyurur. RUH’unun açlığını, benliğini bulmadan bilemezsin. Amma, miden aç kalmadan, O’na yönelemezsin. Elbet her kul için değil sözüm. Daha önce dedim, ALLAH’ım kulunun kaçındığı ile kulunu terbiye eder. O da kuluna lütfu değil midir? Asla. YUNUS ![]() EBUBEKİR der ki: "Aç olanın midesini tok olana sorma, tokun yanında helva karma. Aç huzuru toklukta bilir, tok huzuru çoklukta arar." ![]() YUNUS bedende, YUNUS nedende asla olmadı. YUNUS gidende, YUNUS güdende hata bulmadı. Aç olanın aşına, tok olanın yoldaşına çare aramadı. Neden? VEREN’i bildiğinden. VEREN’in sevgisi çoktur, VEREN’in ayrısı yoktur. Aç, gönülden doyar; tok, gönülden koyar. YUNUS ![]() Oruç ne bedene, ne gidene, ne de VEREN’edir. Oruç, elekten süzülendir. ‘Açık olsun’ denir. Oruçtan maksat, açlık değil tokluktur. Tokluktan maksat, yokluktur. Aç açı neden düşünür? Tokluğu özlediğinden. Nasıl? Aç yokluğu bilir, tok çokluğu. Onun için, ikisi bir olamaz. Aç olacaksın ki, açı bilesin. Aç kalacaksın ki, açı doyurasın. ‘Varlık yokluğu siler’ denirse de, hiçliği asla silmez. Sohbetini denk getir, vaktini uzak götür ki; aç kalsın, sunduğunu sevsin, sevindirmek dilersen. ![]() Aç açtan teselli bulur, tok açı doyurdukta gönülden hoşnut olur. ALLAH'ım cümlemize gönül hoşnutluğu versin. DAVUT HAZRETLERİ ![]() "Toprağı taşı ayırsam, kulu kula kayırsam; sevenden olur muyum, YUNUS diye anılır mıyım?" dedi, YUNUS'um sözü aldı: " 'HAK ile BİR olayım' dersen; halkı bul, halkta HAKKI gör. 'Aç aça el açmaz, tok aça gönül açmazsa halkın seyri bozulur' diyene de ki: Halkın seyri HAK'tan uzak kalırsa bozulur. Ne var ki, halktan uzak kalırsa, yozulur." ![]() Dane dane atalım, dostluğu gerçek bilelim, attığımız daneleri toplayalım. Göreceğimiz çokluktur, bileceğimiz tokluktur. KAYGUSUZ ![]() 'Altın tabak süsüne, gümüş tabak nesine' denilmesin, aç yanında tok gezilmesin. ![]() Aç ile ancak aç kaldıkta aynı sohbeti yapabilirsin. Aç aştan, tok kuştan söz eder. Gözünü ancak doyunca göğe kaldırır. ![]() Aç ile tok beraber oturursa konu ayrı olur. İki tok sudan, iki aç aştan söz eder. ![]() Düzen sayfada çözülmez, kulu sofrada yanılmaz. Aşı ne ise elbet onu yer. Kuru lokma da baklava börek de, aynı tokluğu verir. Ne var ki, kimi kulu çoklukta güzelliği bulur, çeşitte özelliği görür. Elbet çeşit güzeldir, paylaşırsan. PİR SULTAN ABDAL ![]() Aldığını bildi mi, dökülen, 'Yaprak' dedi güldü mü; aç açıkta kalmaz, tok ile beraber olmaz, düzeni düzende bilir, gönlünü cümlede bulur. KAYGUSUZ ![]() Az vuranın aç kalması, çok vuranın tok olması; kulca bir tabirdir. ALLAH’ım kulunun nasibini kendi tayin eder. Kul, kulluk görevini bilirse; az yiyen ile çok lokmasını paylaşır. ‘Güçlü çok yer, güçsüz az yer’ diye bir kaide yoktur. ![]() Açlığa talim etme sazını çalamazsın, tokluğa galip deme gönlünce dolamazsın. ![]() Soframız aç olanın değil, muhtaç olanın mekanıdır. Açlık, aradığı dostu bulamayanın halidir. Muhtaçlık, dostu bulup doyamayanın halidir. KAYGUSUZ ![]() Açlık olmalı ki, aramaya ava gidesin. KAYGUSUZ |