Hayvanlar
12
Nazar kıldım ovaya, ovadaki yuvaya.
‘Yuvayı kurdun, yavruyu serdin,
maniyi koydun,ya kuldan nasıl korudun?’
dedim, merak ettim, bir köşeye çekildim.
Tarla kuşunu derim, yuvasını söylerim.
Ekinin kumunu açtı, bir kenara kaçtı;
baktı bakındı, alımını yavrusunu düşündü,
eşine danıştı, -ben öyle sezdim-,
durumu görüştü, yuvaya oturuştu,
yumurtayı bıraktı.
Garip, ekinle örterim sandı.
Olumu onu o kadar erdirir,
dünyasını bu kadar gördürür.
Muhafaza eder amma,
ekinin sökümü denk gelmezse?
YUNUS

5
‘Yuva’ dedim, yuvayı kuşta gördüm.
Her kuşun yuvası bir başka güzel.
Kimi çamurun, kimi pamuğun, kimi çöpün.
Yapılışına baktım, şaştım.
‘ALLAH’ım!’ dedim el açtım.
‘Demek her yarattığına bir yuva gerek’
Yuvayı ALLAH’ımdan dilemek gerek.
Bir yuva bir kula yetse,
yuvasız kulun davası bitse, ne dersin?

17
Dünyada hayvan da yaşar.
Hayvana üstünlük gerekmez,
çünkü karakter bulunmaz.
CAN yolunda savaşır, CANAN’ı bilmez.
İnsanlık, CANAN’ına koşar, CAN’dan geçer.

21
İyilikten maksat; ALLAH’ımı bilmek,
karıncada bile NURU’nu görmek

2
Maymun uygun mu kula, yolu benzer mi?
Ağaçtan atlar, ağaca zıplar.
Düşündüğü yok, eğlencesi çok.
Kulun gevezesi de öyledir

25
Hiçbir yaratık yuvalı olamaz,
kaplumbağa müstesna.

28
karıncayı değil arıyı örnek alın.
Karınca senden alır, yuvasını doldurur, kendi için biriktirir. Arılar gülden alır, çiçekten alır, mineden alır.
Alır da ne olur? Kula toplar.
Balını alırsın, şifa da bulursun.
YUNUS

14
Kafese koysan aynı cins kuşu, benlik yaparlar.
Aynanın önüne kuş koysan, kendinin olduğunu bilmez; çırpınır durur, kendi kendini yer.

28
Yola çık, ‘Ufak’ deme, sineği eline al tetkik et,
onu bırak örümceğe göz at, onu bırak kediye göz at. Göreceksin, kendini varmış bulacaksın.

25
Martı denizde dolaşır, balık ile halleşir.
Dağ yolunda dolaşmaz, kartal ile dalaşmaz.
Deniz üstünde martıya benzersin;
dalar-dalar nasibini alırsın, daha ne dilersin?
Martı da denizdeki bütün balıkları ister,
ama midesi bir tane alır.
Hazmeder, gene dalar.

12
Serçe, yazı da kışı da bir yerde arar.
Ne açlıktan ölür, ne soğuktan donar.
Dumansız gönül, serçeye benzer.

16-1
Serçe korkuyu, boyuna göre yenmiş.
Ne gitmeye çabalamış, ne dönüşe gönül koymuş. ALLAH’ımın vergisine; ne soğuktan donmuş,
ne sıcaktan yanmış, ne açlıktan ölmüş.
Nasibini ALLAH’ım vermiş.
Seni mi görmez?
Ki dünyayı kulu için yaratmış.

17
Balıktaki pulun yeri, balığın fistanıdır.
Pulu ile yiyemezsin, pulunu atarsan tadına doyamazsın.

22
Hayvanın RUH’u olmadığını, daha önce dedim.

28
Dağda biten ot, keçiye; ovada biten ot, şilteye.
Dağdaki ot yersiz mi, keçi dünyada değersiz mi?i

2 temmuz
Nasıl ki, yarattığı hayvanın kürkünü dahi düşünür.
Çünkü hayvan, mantığını kullanmaz,
üşüdüm diye sırtına fistan giymez.
Onun için, YARATAN’ım onu düşünür, fistanı ile yaratır.

12
Ceylan ormanda gezer. Gezer de ne eder?
Dünya gününü yaşar, kulun şerrinden kaçar.

25
Balık denizi bırakmaz, huzuru dışarda bulamaz;
denizde onu yiyen daha büyük balık olduğu halde.

28
Dünya; merhamet dilemek için değil,
layık olmaya çalışmak içindir.
Hayvana üstünlük gerekmez, çünkü karakteri bulunmaz. CAN yolunda savaşır, CANAN bilmez.
İnsan, CANAN’ına koşar.

24
Ceylanın güzelliği yüzünde, aslanın güzelliği yelesinde. Heybetini yelesi vermez mi?
Kaplanın güzelliği postunda, atın güzelliği dostluğunda.

26-1
Atın verimi, alışından değildir, görgüsündendir.

27
Kuğuyu gölde görürsün, duru suyun süsüdür.
Yol bilmeyen kul da, duru suyun süsü gibidir.
Kendini ne kadar kudretli bilse de,
yaptığı sadece süzülmedir.
Arıyı alsak ele, bülbülü versek güle;
bülbül kendi AŞK’ına yanar,
arı cümle için döner.
MEVLÂNA misali.

28
Kuğunun yolu gölde, martının yolu deryada,
kekliğin yolu fundada, ceylanın yolu ormanda.
Ne bunu oraya, ne onu buraya koyamazsın.

30
Mümin olana, sözümüzü alana,
maymun da sevimli gelir.
Maymun ağaçta aş arar, sana gelmez.

1 eylül
Koyun, yumuşak kula benzer. Kuzuyu koyun besler. 

22-1
‘Hayvanlarda da RUH var’ diyene de ki;
‘Kul hayvan için değil, hayvan kul için yaratıldı.
Kuluna beslensin diye verdiğine,
YÜCE ALLAH’ım RUH vermez.
RUH sadece kulundur.

25
Horoz öttüğünü bilse, ‘Sesim kötüdür’ dese,
bir daha sesi gelmez.

8-1
Merkep olmaz semersiz. Çilesinden mi?
Oluşundan, dünyadaki yerini alışından.
Kelebek neden hep uçar, rüzgardan kaçar.
Bünyesini öyle alışındandır.
Ya huyu ile, yahut beden gücü ile;
her yaratılan, dünyadaki yerine oturur.

14
Karıncaya filin söz etmeye gücü yetmez. Neden mi?
Çünkü karınca, filin fil olduğunu bilmez, dediğini almaz.

27
 ‘Mikrop’ dersiniz, kuştan bilirsiniz;
ya kuştan gelen şifaya ne dersiniz?
Dönüşünde getirdiği, meydan kuluna savurduğu,
çok belayı devirdiği bilinir mi?
‘Nedir?’ diye sorulmasın,
ne var ki kuşun da süs diye yaratılmadığı bilinsin.

5
Balık deryada, deryadan habersiz.

28
Kendini soru ile değil, arı ile bul. Arı, paklıktır.

31
Arı da çalışır, karınca da.
Ne var ki, arı sizlerle paylaşır, karınca kendine taşır.

3 ocak
Yalanın yeri aslında yılanın yönüne benzer.
Ne var ki yılan da, dünyaya kötülük için gelmez.
Ama yaptığı, niyete uygun gelmez de onun için sevilmez.

4
Kuşu denizin üstünde görürsen, balığın sürüsü gelir dersin. Deniz kuşunu karada görürsen, yağmura işaret dersin.

12
Her uçan kuş, kanat çırpışı kadar yol alır.
Yuvaya vardığı an, yorgunluğu silinir.
Çünkü gücünün üstünde yol almaz,
havanın boşluğuna kanat çırpmaz.

14
Uçan kuş kendisi için uçar.
Hiç bir kuş öbürü için uçmaz.
Yavrusunu dahi, öğretinceye kadar yanında tutar.

19
Karıncayı gördün mü, derdine ortak oldun mu?
Elbet olamazsın.
Amma ALLAH’ım;
karıncanın dahi derdinin dericisidir, nasibini görücüsüdür.

21-1
Derya kuşların değil, kuşlar deryanındır.

31
Koşuya çıkacak ata, şeker verme.
Tuz yedir ki gücü artsın. Şekeri koşu bitende verirsin.
Hem kuvvetlenir, hem sevinir.
Bir daha koşuya daha neşeli katılır.
Her koşan ata, aynısını tatbik etsen;
neticeyi daha parlak görürsün.

2 şubat
Kuş yuvada anadır, kafeste esir.

Bineceğin ata eyerini kendin vur ki, düşersen başkasını suçlamayasın. Köpeğini kendin yetiştir ki, huyunu bilesin.

4-1
Koşuya salacağın atın, jokeyini tanıdın mı?
Atmayan adımını, ‘Kazandım’ diye övünür.
Aslında kazanan attır.

6
çiçek yeşerir, YÜCE’ye doğru boy atar;
hayvan yürür, YÜCE’ye doğru başını çevirir seslenir.
Onun sesi zikridir.

18
Kanarya sesi ile, şahin gücü ile tanınır.
Kanaryada güç ararsan yersiz,
şahinde ses duyarsan hayrete düşersin.

29
Kafeste kuş, kuş mudur?
Kuş demek; sonsuzda kanat açabilen,
dilediği yere konabilendir.
Kafese giren, kendinden geçendir.
Kendinden geçene, hiç denir.
Kuş kafese girdikte, senin esirindir.
Senin için öter, kendi için figan eder.

11
Olmayacak binanın, temeli atılmaz.
Bina temelsiz çıkılmaz.
Kuşun yapısında dahi, kapısı mevcuttur.

17
Kulun üzüntüsü;
gönül kırdı ise olsun, kediyi kovdu ise olsun.

Uğurlu-uğursuz demeyelim, günleri ayırmayalım, hayvanları sıyırmayalım, olaylarda kötülük aramayalım.

30
Yosun olan yerde balık avlayan, ana balığı yaralayandır. Balık diyen, kuma çekilsin, orda avlansın.

2 haziran
Ne gariptir; size bal veren arı, değerini bulmaz.
Kendini savunmak için kullandığı iğnesinde, hata görülür. Hiçbir kul ‘Bana bal verir, koruyucusu olayım’ demez, iğnesinden sakınmak için öldürmekten çekinmez.

10
‘Her ağaçta yaprak olsam, dileyen kuluna gölge versem, gazel olup dökülende, toprağına kuvvet versem’ dedim, toprağa diz çöktüm.
Karıncaya selam verdim, kirpiyi okşadım,
sülüne mendil salladım.
Arı diline bal buladım.
Unutmayın, arının dilindeki ağuyu, balı alır.
YUNUS

1-2
Karıncada bitmeyen güç, güvercinde bitmeyen değil. Güvercinde daima hiçlik görülür.
Güvercinde ne görürsünüz?
Görülür, sadece gününü yaşar.
Beslenmeyi senden bekler.
Karıncanın aldığı, ‘Yeterince’ dediğini gördün mü?
Vergiden kaçınır, sevgiden gocunur.
Güvercin sever sevilir, sevgisi ile bakılır.
Arıda sadece verim vardır.

22
kuş, yolunu hatasız tayin eder.

2 kasım
Ne koyunda, ne çiçekte gayret yoktur.
Geldiği gibi gömülür.

5
Zapt edemediğin öfkende, keramet arama.
Öfkelenip kızanlar, ters harekette bulunanlar için.
‘Bu da ALLAH’tandır’ deme!
Çünkü zapt edilmeyen öfkenin,
kuluna emredilemeyeceğini bilmek gerekir.
Öfke, sadece nefsin isyanıdır.
Nefse isyan hakkı tanımayınız.
Arının bütün meziyetlerine rağmen sevilmeyişi,
nefsini acı ile koruyuşudur.
Unutulmasın ki; arının mantığı olsa, iğnesini kullanmazdı.

6
Hiçbir yol bilmeyen; serçeyi örnek alsa; hatadan kurtulur.

21
Deryadaki balık, ne kadar büyük olursa olsun;
deryadan çıktıkta sana gelir, kendine değil.
Çünkü kendi, deryanın malıdır.
Geminin yolunda, yunusun halinde görülen nedir?
Söze verdim. Niyaz elbet.
Güzel; sorgunun değil, niyetinin güzelidir.
Ne var ki niyazlarınız, sadece varmak, O’nu bilmek olsun. Yoksa o seni gideceğin yere götürür.
Yunusun gemi ile halinde görülen, HALİK’inden verilendir. Yolunu kaybedene buldurur.
Dedim daha önce; kul görmezse, çizgiye uymazsa;
yunus önüne düşer, yolunu buldurur.
‘Ya yunus nerden bilir?’ derseniz,
o da HAKK’ın HİKMETİ’nden.

18
Gün gelir karınca dahi, sana sohbetinden bir katre verir.

21
Serçeye yerini sorsan, yuvanın özelliğini görürsün. Serçenin tevazuunu göreceksin,
yuvasının özelliğini bileceksin,
yumuşak oluştan örnek vereceksin.

23-1
Karganın vereceği kargayadır,
serçenin vereceği cümleyedir.
Düzenin kuruluşundan.

4
Seyrinden geçilmeyen,
deryada seçilmeyen balık hangisidir?
Yunus değil mi? Yolunu şaşıranın rehberi olmaz mı?
Yolunda yolcu ile beraber yürümez mi?

26
"...Koy bedeni kenara, at nefsini çınara.
Çınar nefsini neylesin, karga gelsin peylesin.
Dolaştırsın saklasın, o dahi kendine yakıştırmasın."
dedi YUNUS’um

26
Geyik de yedek var mı? Seyrinde hedef var mı?
‘Geyikte yedek nedir?’ dendi. Geyik, yerini bilene örnektir. Bilenin yedeği olmaz. Görene hedef nedir? Çizdiği çerçeve.
YUNUS

20
otunu sütü ile, sütünü eti ile bilirsin, kulunda BİR olursun. Sözün gelişinde konu oldu, sorguya verildi.
‘Bitki idim, hayvan oldum, insana dönüştüm’
sözünün bağlantısı budur.
ALLAH’ım her yarattığını, kuluna hediye etti,
cümlesini kulunda bir etti, kulunu yolunda PİR etti.
Otu, sütü olana verdim; sütünü-etini, kulu ile kardım.
Elbet cümlesi bir oldu, BİRLİK’te HAKK’ı buldu.

6 aralık
Kainatın kuruluşunda, her olay yazıldı.
Her yaratılanın rolü verildi.
Senin gelişinin değeri, verişindendir.
YUNUS

2 ekim
Bülbül, ‘Bilenden olun’ der.
Kelebek te arı da bilir.
Kimi süs olur, kimi balından alır, bülbül aşkını bağırır.
AŞK yanlız söyleyenin değil, dinleyenindir de,
düşünenindir de.

Geyik geçitte durmaz, onu seven vurmaz,
kartal yoluna gelmez; gelse de sana vermez

Geyiğin yuvasında, yuvada yavrusunda göreceğin;
sana ömür boyu öğreneceğindir.
Orada sadece sevgi vardır.
Geyik, sevenin sembolüdür, sevilenin de.

Geyik senden almaz, kendinde olan iledir.
‘Neden geyik anıldı, gecede sözü edildi?’ denir.
Gerçek, günü gelende görülür.

11 mayıs
Geyik dilden değil, gönülden verendir.

26
Geyik misali, ormanın yöresine uy, töresine uydum de, bil.

11
Şahin yüce dağlarda yuvasını kurar,
niyette bulduğuna yorar. Olumu serttir.
Niyetten değil, kayıtta yazıldığı gibi.
Cürmüne ortak aramaz, kimsede kendini bulmaz,
Cem'den sorumlu olmaz.
Öyle oldukta, sorgusu yargısı kendindedir der,
kendi kendine sorar.

25
Geyik misali, sevgiye örnek olacağız,
arı misali bal vereceğiz.

21-!
Geyik misali olacaksın, sevgiyi verenden alacaksın.

15
Geyik misali seven, kendini darda bulmaz.

6 aralık
Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar? Düşününüz. Cevabını üç gün geçende vereceğim.

8
(Tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıktı?)
Tavuk dedik, yumurtayı verdik.
Oluşum bedenlidir, buluşum kökenlidir.
Öyle oldukta, oluşum bedenli verildikte;
tavuk gelendir, yumurta yayılandır.
Yumurta, tavuktan gelir. Yaratılan tavuktur.

5
Kainatta yaşantı bir bütündür, birbirinden çözülemez. İnsan, bitki, hayvan dahi birbirine bağlıdır.
Hayvan, kendine şifa verecek ilacı bilir.
Bitki şifasını topraktan alır.
Kul, ancak kendini bildiği günde gerçeği bulur.

13
Atın yavrusunu ayıramazsın, büyüyünce bir arada tutamazsın.

12
Kafeste olan kuştan değil, uçan kuştan haber sor.

18
 Geyik ele gelen, bilene dost olan,
bilmeyene post verendir.
Seveni süren, sevmeyeni serendir.
Yoğun çalışmada dostluğunu gösterendir.
Bilirsen onu, olursun konu, itersen onu, silersin kanı.
Geçip de gidiverse dostluğu itiverse, senden sorgusu olur.

25
Arıyı can yakar diye öldürürsen, balından mahrum kalırsın.

20
‘Serçe küçük’ denmesin; aldığı her taneyi,
asla yabana vermediği bilinsin.
MERYEM

28
‘Koyun kuzu yerdedir!’ dedik, sözümüze öyle girdik.
Bilmeden uyan.

8
Kement atmak, atı tutmak değil,
tuttuktan sonra bakmaktır önemli olan.
Bakmaya bakmamaya ALLAH’ım karar verir,
bakacağı O görür!

28-1
her kuş, kendi birliğine yazılır.
MERKEZ

6 ekim
Aç kuzu meleşirse, koyunun içi yanar.
YUNUS

29
Karıncada düzen vardır, gezen değil.
HACI BAYRAM

Oyuk bulduk ağaçta arılar kovan kurmuş,
çalışmaya bilgisince alışmış.
Balı almışsa kulu; yorumu senden benden midir,
vergisini bilenden midir?
Kulu yiyecek, arıyı bilecek.
PİR SULTAN ABDAL

4 ekim
"...Geyik boynuzunda işaret vardır.
Dağılan toplanır, birbirine eklenir,
dört yönden HAK KELAMI beklenir."
dedi, KAYGUSUZ

Uyku bedene geldi ise uyurum,
tilkiye RABB’im akıl verdi ise bilirim

9
Kuşlara söz verenin, yapraklara göz verenin,
kulu ile BİR olanın yolu elbet bizdedir.
YUNUS

3
“Gördüğüm her kuzuya selam verdim.
Dedim ki: ‘SEN’den sorgu soranlar,
SEN’in ile BİR’liği bulanlardır,
örneği SEN’den alanlardır!’ ”
dedi, EYYÜB’üm

1 aralık
“Kemik alırsa köpek, ağzından alamazsın,
saklarsa yerini bulamazsın.
Benliği bedendedir, DOST’luğu güdendedir.
Sahib olduğunu bilmez,
sahibinden asla gönlünü silmez.”
dedi, BEHLÜL’üm

12
"...Koyun; mana ile maddenin gerçek bilgisidir,
YUNUS misali yolcusudur."
dedi, KAYGUSUZ

7
Aldığın at koşuyadır yükün taşımaz
SEYYİT OMAR

30
" 'Köhne yollar götürmez' diyene de ki;
'Gönülden geleni, akılda olan bitirmez'
Kuşlara sor da gör, 'Kayguya gelirler mi?'
Çiçeklere sor da bil, 'Hatalı bulurlar mı?'
RABB'ime yönelmişler, nerde olursa olsun;
dostluğa güvenmişler, kimden gelirse gelsin."
dedi, MERYEM

6
“Koyunun uyumunda, tevekkülü;
keçinin oyununda, muhabbeti müşahede ettik. MEYDAN’da; bilimli olana alim, uyumlu olana arif denir. Muhabbet, devamlı münasebeti, uygulamaya getirir; tevekkül, dünü günü hayır bitirir.”
dedi, YAHYA (EFENDİ)

12
Karınca, örümceğe sordu;
‘Ördüğünle övünürsün, soğukta ne örtünürsün?’
Örümcek, karıncaya sordu;
‘Alınırsın taşınırsın, koca yazda koşunursun;
karakışta ne ile ısınırsın?’

10
(Bermuda)
Bu olayın görevlisi, balıklardır.
Balığın az olduğu yerde, deniz bulanıktır.

25
Serçeler cama geldi, kumrular dama geldi,
böcekler dala kondu. ‘RABB’im’ dedim niyaz ettim,
her Dostu öyle buldum.
Kuşlar, Dost ehli imiş
RABİA

26
CEBRAİL, İBRAHİM’e isim verdi, yol verdi;
İSMAİL’e baktı da, koç olup bıçak altına girdi.

26
“Geyik ile söyleşirken, ceylan ile paylaşırken,
DOST ADI’na selam verdim;
geyikte sevgiyi, ceylanda saygıyı değerlendirdim. Varettiğine meziyetleri ile yaklaştım, hatalarını sildim,
öyle kucaklaştım.”
dedi, KAYGUSUZ

12
Bağlı olan at, bakmazsan bağını çözmeye çalışır, ç
özdüğü anda asiliğe alışır.

27
“Koyun-kuzu birliğe, keçi derler zorluğa.
Her varolan yazgısını okutur,
doğduğu günden bildiğini dokutur.”
dedi, MERKEZ’im

9
ceylan ile geyikte
sevginin düzeni bilinir.